Geleneksel sanatlar, bir toplumun kültürel kimliğini ve estetik anlayışını yansıtan en temel değerlerden biridir. Bu sanatlar, yalnızca geçmişin birer ürünü olmakla kalmayıp, aynı zamanda kültürel sürekliliği sağlayan, toplumsal belleği canlı tutan ve farklı kuşaklar arasında köprü kuran önemli araçlardır. Anadolu’nun zengin kültürel coğrafyası, tarih boyunca birçok sanat dalının gelişmesine olanak tanımış; özellikle el dokumacılığı, bu sanat dalları arasında ayrıcalıklı bir yere sahip olmuştur. Türk el dokumaları, sadece birer zanaat ürünü değil, aynı zamanda tarihsel, sosyolojik ve sembolik anlamlar taşıyan kültürel belgeler niteliğindedir.
Bu kitap, geleneksel Türk dokuma sanatlarının farklı yönlerini ele alan disiplinlerarası akademik çalışmaları bir araya getirerek, konunun hem tarihsel arka planını hem de çağdaş yansımalarını kapsamlı bir şekilde değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Dokuma geleneği göç yolları boyunca şekillenmiş; yaşam biçimi, toplumsal yapılar, dini inançlar ve ekonomik ilişkiler gibi birçok unsura bağlı olarak geleneğin biçimlenmesinde etkili olmuştur. Halı, kilim, kumaş gibi dokuma ürünlerinde yer alan motifler, yalnızca süsleme unsuru değil; aynı zamanda dokuyan kişinin yaşamına, inanç dünyasına, doğayla kurduğu ilişkiye dair ipuçları barındıran kültürel anlatılar olmuştur.
Sayfa: /
